Vize Adaletsizliği

Son dönemde vize başvuru süreçlerinde yaşanan “randevu krizi”, birçok vatandaşın yurtdışı planlarını altüst ederken, bazı acentaların “VIP hizmet” adı altında randevusuz işlem yapmasıhaksız avantaj ve eşitsizlik sorununu gündeme getirdi. Peki, bu uygulama hukuka uygun mu, yoksa kayırmacılığın yeni bir yüzü mü?

 Randevu Kuyruğunda VIP Kapısı

Vize başvurularında randevu almak neredeyse “piyango çıkmasını beklemeye” dönüştü. Bazı ülkelerin konsoloslukları, başvuruları özel acentalar üzerinden yürütüyor. Ancak bu acentaların:

  • Bazı kişilere ek ücret karşılığı “randevusuz ve sıra beklemeden” hizmet vermesi,
  • Normal başvuru yapanların aylarca beklerken, “tanıdık” veya “ücret ödeyen” kişilerin işlemlerinin hızlandırılması,
  • Bu uygulamanın şeffaf bir kriterle açıklanmaması,
    hukuki ve ahlaki sorunları beraberinde getiriyor.

Hukuk Eşitlik İster, VIP Listesi Değil

Anayasa’nın 10. maddesi, kamu hizmetlerinde “eşitlik ilkesi”ni zorunlu kılar. Ayrıca:

  • Tüketici Kanunu, hizmet sunumunda ayrımcılığı yasaklar.
  • TCK’nın “görevi kötüye kullanma” (madde 257) ve “rüşvet” suçları, bu tür keyfi uygulamaları kapsayabilir.
  • Rekabet Kurulu, haksız avantaj sağlayan ticari uygulamalara müdahale edebilir.

Eğer bir acenta, “konsoloslukla özel anlaşma” iddiasıyla hareket ediyor ve belirli kişilere ayrıcalık tanıyorsa, bu durum acenta sahiplerinin ve görevlilerinin de usulsüzlüğe karıştığı anlamına gelebilir.

VIP hizmetin açıkça ilan edilmiş, makul bir ücretle ve herkese eşit şartlarda sunulması durumunda sorun yok. Ancak:

  • “Tanıdık aracılığıyla sıra atlama”,
  • “Kayırmaya dayalı randevu hilesi”,
  • “Şeffaf olmayan özel anlaşmalar”,
    yolsuzluğa kapı aralar.

Özellikle acil sağlık, ölüm, eğitim gibi haklı gerekçeler dışında yapılan bu tür işlemler, “devlet hizmetinin metalaşması” anlamına gelir.

 Vize Bir Ayrıcalık Değil, Hizmettir!

Vatandaşların “randevu kuyruğunda çile çekmesi”, bazılarının ise “arka kapıdan işini halletmesi”, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Adil, şeffaf ve denetlenebilir bir vize sistemi için hem vatandaşların hem de yetkililerin duyarlı olması gerekiyor.

Bu konuda yapılan haksızlıklar görüldüğünde savcılığa dilekçe verilmesi ve acentalardan randevu alan kişilerin nasıl aldığına dair inceleme talep edilmesi gerekmektedir. Bu tür şikayetler sonuç vermese bile şikayet edenlerin çoğalmasıyla toplumsal baskı oluşacağını ve sonunda etki edeceğini hatırlatmak gerekir. Ne yazık ki sessizlik ya da birkaç cümleyle ifade etmek sorun olmadığı anlamına gelebilmektedir.

Önerilen makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir