1958 yılında Belçikalı çizer Pierre Culliford, yani bilinen adıyla Peyo, tatilde arkadaşlarıyla yemek yerken tuzluğu uzatmasını isteyeceği sırada kelimeyi unutup “Bana tuzluğu ştrumpf’la” dedi. Bu şaka kelimesi kısa süre sonra onun yarattığı minik mavi karakterlerin adı oldu. Şirinler, ilk olarak Peyo’nun “Johan ve Pirlouit” adlı çizgi romanında yan karakter olarak göründü, fakat o kadar ilgi gördü ki 1959’da kendi maceralarına kavuştu.
Hikaye, bildiğiniz gibi ormanın derinliklerinde mantar evlerde yaşayan, sayıları yüz civarında olan ve her biri karakterine göre adlandırılan minik mavi karakterleri anlatır. Köyün lideri, kırmızı şapkalı, beyaz sakallı Şirin Baba’dır; bilge, koruyucu ve düzen kurucudur. Onların baş düşmanı ise kedisi Azman’la birlikte Şirinleri ya yemek ya da altın yapmak için yakalamaya çalışan Gargamel’dir.
Hikayeler, dayanışma, yardımlaşma ve toplum düzenini ön plana çıkarıyor.
Şirin Baba, Karl Marx Mı?
Bazı izleyiciler, Şirinler köyünün özel mülkiyetin olmadığı, herkesin eşit olduğu bir düzen kurmasını komünizm metaforu olarak yorumlamıştır. Şirin Baba’nın kırmızı şapkası ve sakalı, Karl Marx ya da Lenin’e benzetilmiştir. Gargamel ise kapitalist düzenin açgözlü temsilcisi olarak görüldü. Daha uç teoriler, mavi ten ve beyaz şapkaların Ku Klux Klan’ı anımsattığını, Gargamel’in ise Yahudi stereotiplerinden esinlenmiş olabileceğini iddia etti. Ancak Peyo, bu tür politik veya ırkçı göndermeleri kesin bir dille reddetmiştir.
Aslında, Şirinlerin isimleri de sembolik anlamlar taşıyordu. Gözlüklü Şirin düzeni ve kuralları temsil ederken, Somurtkan Şirin toplum içindeki muhalif sesi simgeliyordu. Şirine ise başlangıçta Gargamel tarafından kötülük amacıyla yaratılmış siyah saçlı bir karakterdi; Şirin Baba onu iyi kalpli, sarı saçlı birine dönüştürdü. Bu da bazı yorumlarda “karakterin toplumsal olarak yeniden şekillendirilmesi” olarak ele alındı.
Az bilinen bir detay olarak, orijinal hikayelerde Şirinler sayıca 99’du ve zamanla yeni karakterler eklenerek bu sayı arttı. Gargamel’in amacı her zaman onları yemek değildi; bazı maceralarda büyüsel deneylerinde altına dönüştürmek için kullanmak isterdi. Fakat bu da Kapitalizm’i anlatan bir hikaye olarak yorumlamak mümkün olabilir.
Her kuşağa hitap eden Şirinler, 1981’de ABD’de Hanna-Barbera tarafından hazırlanan çizgi dizi sayesinde dünya çapında ün kazandı, 1980’lerin sonunda ise Türkiye’ye geldi ve TRT’de yayınlanmaya başladı. Bugün yeni dizi bölümleri Netflix’te yayınlanıyor ve 2025 yaz aylarında vizyona giren yeni filmi bulunuyor.
Bu arada Peyo, 1992’de hayatını kaybettiğinde Şirinler’in hikâyesini oğlu Thierry Culliford devraldı. Bugün hala Şirinler, politik alegoriler üzerine tartışma yaratan bir pop kültür fenomeni olarak yaşamaya devam ediyor.